13 Mart 2016 Pazar

BAZI YARALAR ASLA AÇILMAMALI

Marija ve Borislav

''MUHTEŞEM OYUNCULUKLAR, MUHTEŞEM SENARYO, MUHTEŞEM FİLM''

Sezon boyunca çok sayıda yerli film izledik, izliyoruz. Aralarında seçim yapmak her zaman zor oluyor; bazen yüksek bütçeli olmasına rağmen sınıfta kalan, bazen ise düşük bütçesine rağmen olağanüstü işler çıkardığını gördüğümüz filmler oldu, olacak. Annemin Yarası da bu iki sınıf arasında yüksek bütçesiyle ve dev kadrosuyla dikkat çekiyordu. Çekimlerin başladığı andan itibaren gerek gazetelerde, gerek ise internet sitelerinde vizyon sürecini adım adım takip ettiğimiz Annemin Yarası bütçesiyle doğru orantı da son zamanların en şaşaalı galasını yaptı, hatta 1800 kişi katılım gösterdi.
Fragmanıyla büyük meraklar uyandıran film, yetimhanede büyüyen bir çocuk olan Salih'in hikayesine odaklanıyor. Bosna-Sırp olayları sonrası henüz 16 yaşında hayatı bambaşka bir hal alan Nerma, onun kocası Mirsad, Sırp Borislav ve onun eşi Maria ile iyice karakter listesini tamamlayan film, korkmadan verdiği mesajlarla da dikkat çekiyor.
İlk değinmek gereken şey elbette oyunculuklar. Üstesinden kalkılması zor bir rol olan Borislav Milic'i canlandıran tecrübeli oyuncu Ozan Güven kesinlikle filmin en iyisi, hatta bana kalırsa kariyerinin de en iyi performansını sergiliyor.
Bunun yanı sıra Türkiye'deki ilk sinema deneyimi olan Meryem Uzerli de nokta atışı yapmış, kendine yakışan rolü bulmuş. Filme ayrı bir renk katan Marija karakterine can veren Meryem Uzerli, özellikle de filmin sonlarına doğru sesiyle de mest edip, filmin temposunu yükseltiyor.
Salih rolünü canlandıran Bora Akkaş'a da tüm övgüler az kalacak gibi. Keza daha geçen sene Kocan Kadar Konuş: Diriliş filminde Mehmet Lütfi gibi ilginç bir tiplemeyi canlandırmasından sonra böylesine ağır bir yükü başarıyla sırtlaması takdir edilesi cinsten, başka bir oyuncu bu kadar iyi canlandırabilir miydi soru işareti...
Ayrıca filmin yapıtaşını oluşturan karakterlerden Nerma'ya hayat veren Belçim Bilgin de kariyerinin en iyi performansını sergiliyor. Mirsad rolüyle Okan Yalabık kalitesini konuştururken, filmde Sermet Yeşil'i de görmek sevindiriyor.
Haliyle filmden sonra cast director Tuba Gülmez de takip listesinde yerini alıyor.

Senaryo da oyunculuk kalitesiyle doğru orantıda ilerliyor. Kalabalık bir senaryo ekibi olmasından dolayı izlemeden önce 'sapmaya uğrar mı', 'ne denli etkileyici olur' gibi soru işaretleri bırakan film bu sorunun da üstesinden kalkmayı biliyor. Konuyu sulandırmadan, ajitasyona yer vermeden ilerleyen senaryoya, Ozan Açıktan'ın üstün yönetimi de eklenince film, diğer dramlardan birkaç gömlek daha üstün hale geliyor.
Özellikle de üçüncü projesi Silsile'de 'ben de buradayım' mesajını verip, gelecek filmler için adından sıkça söz ettireceğinin sinyallerini veren Ozan Açıktan inanılmaz işlere imza atıyor. Hal böyle olunca Annemin Yarası da ders olarak okutulması gereken bir film haline geliyor.


Değinmeden geçilmemesi gereken diğer bir konu ise görüntü yönetimi. Eli ayağı düzgün görüntü yönetimine sıkça rastlamadığımız, çoğu filmde 'eh işte' deyip geçtiğimiz görüntü yönetimlerinin ardından böylesine etkileyici bir görüntü yönetimine ev sahibi yapan filmi görmek umut vaat edici. İzledikten hemen sonra görüntü yönetmeninin ismine bakası geliyor insanın.
(Hiçbir sitede görememiştim, neyse ki BKM hesabı paylaştı görüntü yönetmeninin ismini: 
Bogumil Godfrejow. İsmi not almak lazım, takip etmekte yarar var)

Fakat elbette filmin eksik taraflarını da pas geçmemek gerek...
Seyircinin filmi daha da iyi kavrayabilmesi için yapıldığı belli olan flashbackler, son sahne harici o kadar anlamsız geliyor ve tam da filme odaklanmışken o kadar konsantreyi bozuyor ki, izlediğimiz bir sahnenin neden anlamsızca tekrarlandığını çözmek anlamsız kalıyor.
Yine de film o kadar kaliteli ki... Bu hatayı da unutturuyor.

Bu arada unutmamak lazım, her ne kadar az da olsa müzik kullanımı da etkileyici. aşırıya kaçılmamış, gerektiği yerde kullanılmış.

Sanırım çok övdüm ama... İzleyen elbet hak verecektir: Annemin Yarası o denli etkileyici film ki, filmden sonraki repliği de görünce 'biz nasıl bir film izledik böyle!' etkisi yaratıyor, koltuktan kalktığında alkışlamak istiyorsun...

Filmin notu: 8.1/10

Burak Sakar / @skytcrol

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder