5 Şubat 2016 Cuma

AYKIRI KEDİ ŞERAFETTİN!

KÖTÜ KEDİ ŞERAFETTİN
Gün geçtikçe sayısını ve doğru orantıda seyirci ilgisini arttıran 'çizgi roman serisinden beyazperdeye uyarlanan filmler' kervanına katılan filmlerden biri de Kötü Kedi Şerafettin oldu.
Bülent Üstün'ün yarattığı efsaneleşmiş karakter Şerafettin'in beyazperde uyarlaması olan Kötü Kedi Şerafettin; aykırılığıyla bilinen, anti-kahraman kedi Şerafettin'in ve onun çevresindekilerin başına gelenleri konu ediniyor.
Kısaca konusuna değinmek gerekirse, bir Mart sabahında; yancıları Fare Rıza ve Martı Rıfkı ile mangal keyfi hazırlığında olan Şerafettin'in; mangal için çıktığı balık avında başına türlü aksilikler gelir. Dayak yer, aşık olur ve en önemlisi babası Tonguç tarafından evden kovulur.
Tüm bu olanların ardından çıkmaya çalışan Şerafettin kendine bir de düşman edinir: Büstün!
Aslında filmin içeriği de az çok Büstün ile olan kavgalarıyla geçiyor. Bir türlü ölmek bilmeyen Büstün ile hem karada, hem de denizde cebelleşen Şerafettin'in, öte yandan da parayı kırması gerekiyor.
Ve tam da bu noktada kahkaha tufanı başlıyor. Zira, Şerafettin'in aykırılığı bir yana Büstün'e karşı olan tepkileri seyirciyi güldürmüyor desek yalan olur. Öte yandan da parayı bulmak için giriştikleri iş, zekice kurgulanmış ve kaliteli esprilere ev sahipliği yapmış. 
Dublaj konusuna değinmek gerekirse; 'bu karaktere dublaj olmamış!' diyebileceğimiz tek bir karakter dahi olduğunu düşünmüyorum. Aksine, Şemistan için Cezmi Baskın'ı kim düşündüyse tüm alkışlar ona gitmeli. Keza bir sahnede söylediği şarkıyı başka dublör söylese bu kadar etkileyici tutum sergiler miydik, muamma; tam isabet!
Bunun yanı sıra dublajının altından kalkılması zor bir iş olan Şerafettin karakteri için de Uğur Yücel tam isabet olmuş. Elbette ilk anlarda alışma süreci biraz zor olsa dahi, zaman geçtikçe dublaj daha da kulağa dokunur bir hal alıyor.
Bunların yanı sıra müziklere de ayrı bir parantez açmakta fayda var. Keza, aykırılığın dibine vurulduğu filmin sonlarına doğru çalınan Müslüm Gürses parçası tam oturmuş hatta fevkalede olmuş, filmin sonunda dinlediğimiz ve hayran kaldığımız Athena'nın filme özel yaptığı 'Geblo' parçası filmi gözümüzde daha da özel kılar nitelikte. Soundtrack albümü çıkarsa mutlaka alınmalı, emeği geçen herkes de elbet kutlanmalı.
Filmin övgüyü hak eden bir diğer yanı ise; İstanbul'da seçilen görsel tercihler. Galata'dan-Tonguç'un balkonuna kadar her yerde etkileyici tercihler kullanılan filmin elbette ki diğer animasyonlara oranla en büyük avantajı da bu.
Geçtiğimiz hafta vizyona giren İftarlık Gazoz'da da bir sahnede emeği geçen Anima Stüdyoları'nın bu konuda hakkını teslim etmek gerek. Hele ki animasyon türüne pek de rastlamadığımız, kaliteden de öte senede ancak birkaç yerli animasyon izlediğimiz; animasyon açlığını ancak yabancı sinemayla doldurduğumuz göz önüne alınırsa, Anima bu konuda adından daha çok söz ettirecektir.
Amma velakin, film tüm bu kaliteli yanlarına karşılık çizgi roman serisine oranla eksik ve tahminimce çizgi roman okumayanlara tadı tam anlamıyla veremeyecektir. Bunun yanı sıra senaryodaki birkaç eksiklik de cabası.
'Çıtayı daha da yükseltebileceği sahnelerde dengeyi bozan, güldürmekten öte kaliteyi düşüren sahneler keşke olmasaydı' da demiyor değiliz elbet.
Fakat bunları göz ardı etmek de gerek. Keza ülkede keyifle izleyebileceğimiz ve salondan çıktığımızda 'bu sefer animasyon yapabilmişiz' diyebileceğimiz bir film olmuş olan Kötü Kedi Şerafettin, özellikle de çizgi roman serisinin takipçileri için bir nimet niteliğinde.
Devam filmi gelir mi, gelirse daha da etkiler mi bilinmez fakat anlaşılan o ki önümüzdeki animasyon projelerinin bu filmden sonra çok daha sıkı çalışması gerekecek. Keza, Kötü Kedi Şerafettin çıtayı çok yükseltti!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder