16 Haziran 2016 Perşembe

SENDEN ÖNCE BEN: AŞK HER ŞEYİN ÜSTESİNDEN GELİR Mİ?

Yazdığı romanlarla adından her ülkede sıkça söz ettiren Jojo Moyes'un aynı adlı eserinden beyazperdeye uyarlanan Senden Önce Ben; yaşamını tekerlekli sandalyeye bağlı olarak geçiren Will ile bakıcısı, asistanı kısacası ''her şeyi'' olması amacıyla işe alınan Louisa'nın ikili ilişkilerine odaklanıyor.






















İlk olarak oyunculuklara değinmek gerekirse; 
Emila Clarke; çok fazla iş tecrübesi yaşayan fakat gelgelelim hiçbirisinde uzun bir süre duramayan Louisa'yı, henüz başrolde yer aldığı ilk film olmasına rağmen, yılların oyuncusu gibi ''kendinden emin'' bir şekilde seyirciye yansıtıyor. Karakterin ruhundaki ''şirin'' ve ''içten'' tavırları, seyirci nezdinde perdeye iyi bir şekilde yansıtan oyuncunun en büyük avantajı da elbette mimikleri oluyor, bu sayede filmde ''oynamıyor'' adeta içerisinde yaşıyor. Ayrıca, esnek kaşlarını her geçen saniyede farklı bir şekle sokmayı başarabilen Clarke'a ''yılın en iyi karakter bürünümünü gerçekleştirebilen oyuncu'' unvanını versek pek de haksız sayılmayız sanki.
Clarke'ın yanı sıra felçli bir karakteri canlandıracağı için aşırı eğitim gerektiren partneri Will rolünü -ki zaten bu rol için 18'den fazla kilo verdiği söyleniyor- Claflin başarıyla canlandırıyor. Will'in iç dünyasını seyirciye iyi bir şekilde yansıtan oyuncu, tecrübeyle sabit kalitesini konuşturuyor.

Filmin başarıya ulaştığı bir diğer unsur ise elbette temposuyla doğru orantıda ilerleyen yönetimi oluyor. Uyarlandığı eserin yazarı Moyes'ın da dediği gibi: 'Bu hikayenin Thea’nın muhteşem yönetimiyle hayat buluşunu izlemek harikaydı' 
Her ne kadar ''tiyatro yönetimi'' konusunda büyük başarılara ulaşmış olsa dahi Senden Önce Ben'in kağıt üstünde yönetmenin ''ilk filmi'' olduğunu düşünürsek, Thea'nın sinemanın büyülü dünyasında geleceğinin açık olduğu, ileride daha çok filmlerde adını duyacağımız gün gibi aşikar. 

'Romantik' türündeki filmleri diğer türdeki filmlerden ayıran başlıca unsurlardan biri de elbet çift arasındaki uyum. Çokça film sayılır senaryosu/yönetimi iyi olmasına karşın çiftin uyumsuzluğu nedeniyle kalitesini gösteremeyen, sınıfta kalan... Fakat türün içerisindeki 'eli ayağı düzgün filmler' kervanına katılan Senden Önce Ben'in en büyük artısı da burada devreye giriyor: Fragmandan dahi okunabilen Clarke-Claflin uyumu filmin iskeletini oluşturuyor. Hatta yönetmen Thea da Clarke ile Claflin tanışır tanışmaz doğru çift olduğunu anladıklarını söylüyor.


Don't Forget About Me'den Surprise Yourself' kadar filmin içerisinde geçen her müzik -sahneyle doğru orantıda- seyirciye duygusallık katıyor. Müzik kullanımında da sezonun verimli filmlerinden olmayı başaran Senden Önce Ben'in çıkacak soundtrack albümünü de merakla beklememek elde değil. 


Fakat her güzel şeyin elbette göze batan tarafları da vardır.
Senaryonun -özellikle de yazarın bir önceki uyarlama filmine oranla- hızlı ve unutkan olması, detayları atlaması filmin içerisinde büyük bir boşluk oluşturuyor.
Final sahnesinde de yakalamak istediği ''duygusallığı'' yakalayamayan film, bu konuda sınıfta kalıyor. Ayrıca görüntü yönetiminden-renk kullanımına kadar çokça detayı atlayıp, hatalar denizinde boğulduğu için türün diğer ''vasatı aşmayan'' filmlerinden bir farkı kalmıyor.

Fakat göze batan taraflarına rağmen ''sinemasal kaidelerinizi'' unutup eğlence amacıyla izleyecekseniz vizyonun en iyi alternatiflerinden biri olacak olan Senden Önce Ben -ilk satırlarda da bahsettiğim üzere- Clarke'ın çok çok iyi karakter bürünümü, etkileyici müzik kullanımı gibi etmenler sayesinde benim beğenimi topladı.

Uzun lafın kısası:
Senden Önce Ben; ''dört dörtlük'' diyemesek dahi ''vasat'' romantiklerin kol gezdiği bu yılın en iyilerinden biri olabilir.

Filmin Notu: 7/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder